Göz alıcı taşlarla süslü minareleri, taş döşeli dar sokakları, cumbalı ahşap evleri ve sakin avlularıyla Kaleiçi, nefis bir Ortaçağ yerleşimi. Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlıların izlerini taşıyan tarihi yapıların büyük bir kısmını halen koruyabilen, Anadolu’nun en eski kentlerinden biri.
Antalya’nın tarihi ruhunu bu sokaklarda görmek mümkün. Geçmişten süzülen bir inceliği sergileyen evlerin bahçelerinden sokaklara taşan begonviller taş evlere çok yakışmış. İki katlı, yüksek tavanlı dış sofalı evlerin büyük bir bölümü restore edilmiş. Genellikle 3 katlı olan evlerin çoğu butik otel, restoran, antikacı ve hediyelik eşya dükkanı olarak hizmet veriyor.
Kale Kapısı mevkiindeki dış surlar üzerinde bulunan 14 metre yüksekliğindeki Tarihi Saat Kulesi, 1901 yılında 2. Abdülhamit adına inşa ettirilmiş.
Antalya’nın sembol eserlerinden biri olan Selçuklu zamanından kalma tarihi Yivli Minare, şehrin hemen hemen her noktasından görülüyor. İlk gidilecek yerlerden kuşkusuz. Kesme taşlı kare bir blok üzerine yarım silindirli yiv şeklinde sekiz kuşağı ve firuze taşlarla bezeli 45 metrelik minaresiyle şehrin sembolu benim diyor. Tıpkı Paris’in Eyfel Kulesi gibi şehrin her tarafından görünüyor.
Selçulu hakimiyetinin simgesi, I. Alaeddin döneminde bir anıt olarak tasalnamış. Çevresinde Ulu Camii, Ulu Camii Medresesi, Atabey Armağan Medresesi, Antalya Mevlevihanesi, Zincirkıran Mehmet Bey ile Nigar Hatun türbeleriyle bir külliye oluşturuyor. Hepsi de görmeye değer önemli tarihi miraslar.
Kaleiçi, surlarının çepeçevre sarıp kucakladığı tarihi yat limanı enfes bir manzaraya sahip. Mendireğin iki ucunda bir yanıp bir sönen fenerine nazır boy boy yelkenliler ve sandallar sırlanıyor. Palmiye ve hurma ağaçlarının çevrelediği bu güzel limanı Bergama Kralı II. Attalos’un dünyadaki cennet olarak yanımladığı söyleniyor. Sabahı ayrı güzel, akşamı ayrı.UÇAK BİLETİ
Dalgakıranın ucuna kadar bir yürüyüşe çıkın. Limandan denize açılan irili ufaklı teknelerle, falezleri gezen ve Düden Şelalesi‘ni de görebileceğimiz kısa bir tura çıkmanız da mümkün. Limanın hemen altında yer alan küçük Mermerli Plajı ise buradan uzaklaşmadan deniz keyfi yapmanız için doğru adres.
Antalya surlar üzerinde 2. yüzyılda yapılmış silindir biçimindeki Hıdırlık Kulesi‘nin nefis bir manzarası var. Surların güneybatı köşesinde, Antalya’nın en eski parklarından biri olan Karaalioğlu Parkında yer alıyor.
Bu uygarlıklar havzasına yakışır şekilde giriş, Üç Kapılar olarak bilinen Hardian Kapısı‘ndan yapılırdı. Bu anıt kapı, MS 13O yılında Roma İmparatorlarından Hadrian onuruna inşa edilmiş.İki sütunlu cephesi ve dört kapı kulesi üzerinde yükselen üç kemeriyle tipik Roma zafer takı görünümünde. Bugüne ulaşamayan ikinci katında ise sadece Roma imparatorunun değil aile üylerinin de heykelleri bulunuyordu. Kal
Phaselis (Faselis), Kemer’e bağlı Tekirova Beldesinde, doğal güzellikleri, antik şehri, koyu ve plajı ile ünlü, sakin ve huzurlu bir cennet. Phaselis Antik Kenti, tarihi antik tiyatrosu, su kemeri, agorası ve hamamları ile deniz ve tarihin bir arada bulunduğu antik bir yerleşim yeri.
MÖ 6. yüzyılda Rodos’lular tarafından kurulmuş. Likya’nın doğu kıyısının en önemli limanıydı. MÖ 333’de Büyük İskender’in Makedonya’dan Hindistan’a uzanan seferinde bir süre Phaselis’te konaklamış. Phaselis Koyu, Antik Phaselis Kenti’nin bir parçası. Yazın hafta sonları günübirlik pek çok ziyaretçi ağırlayan koy, Antalya’ya 60 km uzaklıkta yer alıyor. Yiyecek ve içeceğinizi yanınızda götürün.
Aspendos Tiyatrosu, Antik tiyatrolar arasında en iyi korunan ve Anadolu’daki Roma tiyatroları arasında sahnesiyle günümüze ulaşan nadir örneklerden biri. Aspendos Tiyatrosu, 138-164 yılları arasında imparator Antonius Pius döneminde, mimar Zenon tarafından yapıldığı biliniyor. Yarım daire biçimindeki 15 bin kişilik anfi, klasik Grek tiyatro geleneğindeki gibi akropolisin doğu yamacına yaslanmış.
Halk arasında “Belkıs Harabeleri” olarak bilinen Aspendos Antik Kenti Yukarı Kent ve Aşağı Kent olarak iki bölümde geziliyor. Tiyatro, Aşağı Kent’teki en önemli yapı. Görülecek yerler arasında surları, agorası, çeşmesi, eksedrası, stadionu, hamamları, su kemerleri, tapınak ve nekropolleri yer alıyor. Antik kente, Antalya-Manavgat karayolundan ayrılan asfalt yoldan ulaşılıyor.
Perge Antik Kenti, Antalya şehir merkezine sadece 18 km uzaklıkta, Aksu ilçesi sınırları yer alıyor. Pamfilya Bölgesine başkentlik yapmış bir antik kent, Antalya’nın en güzel tarihi yerlerinden. UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi’nde yer alan Perge Antik Kenti, Helenistik dönem boyunca eski dünya içerisindeki en zengin ve güzel şehirler arasındaydı.
Tarihi Tunç Çağı’na kadar inen Perge Antik Kenti, Geç Klasik, Helenistik ve ağırlıklı olarak Roma İmparatorluk dönemleri bağlamında planlama açısından önem taşıyan bir kent. Aziz Paulus ile Barnabas Hıristiyanlığı yaymak üzere Anadolu’daki ilk gezilerine buradan başlamış
Fethiye merkeze 46 km uzaklıkta bulunan Xanthos Antik Kenti, Antik Çağ’da Likya Uygarlığı’nın en büyük idari merkeziydi. Meclisi Patara’da olmasına rağmen, birliğin başkenti Xantos’tu.
Dini merkezi ise Letoon olarak biliniyor. UNESCO Dünya Mirası Listesine 1988 yılında alınan Xanthos, birçok kanlı savaşa ve birbirinden önemli tarihi olaylara şahitlik ettiği için, ne yazık ki kentte günümüzde görülebilecek pek fazla yapı bulunmuyor. 1840’lı yıllarda yapılan kazılarda bulunan eserler British Museum’da sergileniyor.
Termessos Antik Kenti, ülkemizin iyi korunmuş antik şehirlerinden biri. Termessos, Anadolu’nun en eski halklarından Luvi’lerin soyundan gelme Solym’ler tarafından kurulmuş. Büyük İskender MÖ 333’de kenti kuşatmış ancak Termesosluların güçlü bir savunma yaparak kenti teslim etmemişler. İskender’in ölümünden sonra kent Ptolemyler tarafından alınmış.
Çok sayıda tapınağa ve bezemeleri oldukça zengin çok sayıda mezarlık alanlarına sahip. Termessos’un içerisinde barındırdığı Termessos kaplıcaları nedeniyle, antik kent milli park kapsamında bulunuyor. Güllük Dağı’nın tepesinde doğal bir platform üzerine kurulmuş antik kent Antalya’nın 30 km kuzeybatısında yer alıyor.
Alanya Kalesi, Antalya en güzel tatil noktalarından Alanya’nın simgelerinden biri. Alanya Kalesi, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapmış. 6 km uzunluğunda sağlam surlarla çevrilmiş, 10 hektarlık bir yarımada üzerinde uzanıyor.
İlk kuruluş tarihi ve kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. Harçlı Helenistik sur duvarı MÖ I2. yüzyılda kentin hakimi Diototos Tryphon döneminde yapılmış. Yuvarlak kuleli sur kalıntıları Bizans dönemine ait. Bu dönemde Akdeniz’in en işlek limanıydı. 1221’de Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat’a tarafından alınan kalenin eski surları bu dönemde sağlamlaştırılır. Tersane, Kızılkule, Tophane, ve İçkale’deki saray kompleksi görülmesi gereken yerler arasında.
Kaya mezarları, Likya yazılı kitabeleri ve Roma dönemi tiyatrosu ile mutlaka görülmesi gereken bir yer olan Myra Antik Kenti‘nin geçmişi MÖ 5. yüzyıla kadar dayanıyor.
Yine Demre’de yer alan Noel Baba Kilisesi, Noel Baba olduğu düşünülen Aziz Nicholaos’ın ölümünden sonra inşa edilen mistik bir tarihi yapı.
Güneşin oğlu Apollon’a adanan Apollon Tapınağı‘nın, eşsiz ve görkemli mimarisi, özellikle günbatımının ışıkları altında mükemmel bir görünüme bürünüyor. Tapınak Side kentinin baş tanrılarından olan ışık, güzellik ve sanat tanrısı Apollon’a adanmış.
MS 3 yüzyılda kent Hristiyan kentine dönüşmeye başlayınca tapınağın bir kısmı bazilika yapımında kullanılmak üzere sökülmüş. Apollon Tapınağı’nın yanı sıra Side Antik Tiyatrosu ve Köprülü Kanyon görülmesi gereken yerler arasında.
Hellenistik dönemde kurulan Olimpos Antik Kenti, hala gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen tarihi yapıları ile Antalya’nın en güzel noktalarından biri. Backpacker turizmi ile parlayan Olimpos artık her bütçeden gezginleri misafir ediyor. Ağaç evlerinden lüks butik otellerine kadar çok çeşitli tatil seçenekleri var.
Antalya’nın Kumluca ilçesinin Sarıcasu Köyü yakınında bir tepe üzerinde yer alan Rhodiapolis, isminden dolayı Rodoslular’ın kurduğu bir şehir olarak kabul ediliyor. Çok yakınında bulunan Gagai, Phaselis, Korydalla ve Olympos gibi bölgedeki pek az Rodos kolonisinden birisi.
Taşlık Burnunda yer alan ve resmi kayıtlarda ‘Taşlık Feneri’ olarak geçen Gelidonya Feneri, Türkiye’nin deniz kenarında bulunan en büyük feneri olarak biliniyor. Ülkemizin en güzel manzarasına sahip yerlerden birisi. Likya Yolu rotasının en çok ilgi gören yerlerinden.
Antalya tarihinin izlerini sürmek için uğramanız gereken yerlerlerden biri de zengin koleksiyonlara ev sahipliği yapan Antalya Müzesi. Müzede Likya, Pamfilya ve Psida gibi önemli medeniyetlere ait eserler görülebilir.
31 yıllık mücadelesi sonucunda yuvasına dönen Perge Herkülü, ya da daha çok bilinen adıyla Yorgun Herkül, elbisesiyle bedeni farklı renklerde yapılmış Dansöz Heykeli görülmesi gereken önemli eserlerden birkaçı. İşçiliğiyle insanı hayrete düşüren geniş bir lahit salonu da var. En değerlilerinden ise Herakles Lahdi.