Bir Öğretmenin Günlüğü

Admin
Kasım 1, 2022

Kendi dünyaları içerisinde kaybolmuş, etrafa savrulan değerlere tutunmaya çalışan ama yine de kimsesiz değerlerin kuytularına düşmekten kendilerini alamayan öğrenciler.

Bir şeyler yapmak istediğinde otamatik olarak savunmaya geçen, ne okulla ne de kendileriyle ilgisi olmayan bizim çocuklarımız.

Yitip gitmelerini izliyoruz sadece.

Ne yapabiliriz sorusuna verilecek çok cevap var ama ne yaptım ya da ne yapabildim sorusu anlamsızlığını hala koruyor.

Öğrenciye ulaşamamak gibi bir sorunumuz var. Hoşgörüyle başlayan bir konuşmayı, dersi kaynatmaya gerekçe kabul eden azımsanamayacak bir çoğunluk var.

Korkutarak izlenecek bir yol da amaca hizmet etmeyecek.

İkisi arasındaki dengeyi sağlamakta söylendiği kadar kolay bir iş değil.

Bilinmezliğin perdesini aralamaktan her gün biraz daha uzaklaşıyoruz sanki.

Kazanmak için attığımız adımlar havada kalıyor, şüpheyle yaklaşan gönüllere bir esinti olmaktan çok sorun olarak tekrar karşımıza çıkıyor.

Birkaç denemenin sonunda, başladığımız noktaya döndüğümüzde tekrar başlama gayretini kaybediyoruz.

Bunun yanlış olduğunu bilsekte artık sıradanlaşıyoruz ve günü kurtarmanın peşine düşüyoruz.

Ne vicdanımızdan onay almadığımız günü kurtarabiliyoruz ne de mücadeleyi bıraktığımız için amaca yaklaşabiliyoruz.

Sonunda başkalarına ulaşamadığımız gibi kendimizi de kaybediyoruz.

Her yıl başka bir hevesle başladığım bu iş, yıl sonunda hevesini ve anlamını kaybetmiş bir şekilde karşıma dikiliyor.

Çıkış yolunu bulamayan her insan gibi adı konulmamış menuniyetsizliğin karanlık dehlizlerinde yolumu arıyorum.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

LGS
04 HAZİRAN 2023
Araç çubuğuna atla