Cümlenin Öğeleri
CÜMLENİN ÖĞELERİ
CÜMLE NEDİR?
Cümlenin öğeleri konusuna geçmeden önce “cümle nedir?”, “nasıl oluşur?” gibi sorulara kısaca yanıt bulmamız gerektiğini düşünmekteyiz. Çeşitli duygu, düşünce, istek ve dilekleri karşımızdakilere aktarmaya yarayan; anlam, yapı ve görev ilgisiyle bütünleşen sözcük öbeklerine “cümle” denir. Her cümle mutlaka bir “yargı” bildirir. Yargı bildirmek ise sözcüğün ya da söz öbeğinin kip, şahıs veya ek fiil ile çekimlenmiş olması demektir.
Örneğin;
“Bakıyorum.” bir cümledir. Çünkü “bakmak” sözcüğü şimdiki zaman kipi ve şahıs eki aldığı için artık yargı bildiren bir sözcüktür.
“Çalışkanımdır.” da bir cümledir. Çünkü “çalışkan” ismi ek fiilin geniş zamanı ile çekimlenmiş olduğu için yargı bildiren bir sözcüktür.
Aşağıdaki örnekleri inceleyelim:
Yukarıdaki tek bir sözcük de, birden fazla sözcük de yargı bildirdiği için cümle özelliği gösterir. Ancak cümlenin sadece bir iki sözcükten oluşan biçimi, durumu ayrıntılı biçimde anlatmaya yetmediğinden daha sonraki cümlelerde yardımcı öğelerin katkısıyla anlatılmak istenen yargı daha belirgin bir nitelik kazanmıştır. Şimdi bir cümleyi meydana getiren temel öğeler ve cümlenin anlatımını geliştiren yardımcı öğeleri inceleyelim:
Cümleyi oluşturan öğeler “temel öğeler” ve “yardımcı öğeler” olarak gruplandırılabilir.
ÖNEMLİ UYARI: Aşağıdaki konu anlatımlarında cümlenin öğelerini daha rahat bir şekilde görebilmeniz için her bir öğeyi renklendirerek anlatmaya çalıştık. Buna göre;
Yüklem = Kırmızı
Özne = Eflatun
Nesne = Yeşil
Dolaylı Tümleç = Mavi
Zarf Tümleci = Turuncu
Edat Tümleci = Mor
Cümle Dışı Unsur = Gri renkte gösterilmiştir.
Cümlenin var olabilmesi için gerekli olan, yargıdan sorumlu öğelerdir.
Cümlede anlatılan iş, olay, duygu, düşünce ya da yargıyı içeren temel öğeye “yüklem” denir. Yüklem; cümledeki iş, oluş kılış, istek düşünce veya yargıyı zamana ve kişiye bağlı olarak bildirir. Yani yukarıda anlatıldığı gibi içinde kip eki, şahıs eki veya ek fiili barındıran öğe yüklemdir. Bütün bir cümle yüklem üzerine kurulur. Yardımcı öğeler yüklemin anlamını tamamlar ve desteklerler.
Yüklem, çekimli bir fiil ya da ek fiil ile çekimlenmiş isim soyundan bir kelime olabilir. Bütün sözcük türleri (isim, sıfat tamlaması, zamir, fiil, fiilimsi, birleşik fiiller vs), ikilemeler, tamlamalar vedeyimler yüklem oluşturabilirler. Bu nedenle yüklem, tek bir sözcükten, bir kelime gurubundanmeydana gelebileceği gibi bir cümleden de oluşabilir diyebiliriz.
Örnekler:
En son verilen örnekte neden “çiçeksin” kelimesini tek başına yüklem olarak kabul etmedik sizce? Çünkü cümle şeklinde meydana gelmiş bu yüklem aslında bir sıfat tamlaması grubudur. Çiçeğin niteliğini gösteren diğer kelimeleri yani tamlayanı (Hayallerimi süsleyen, unutulmaz, nadide bir), tamlanandanyani “çiçeksin” kelimesinden ayıramazsınız. Bu durum diğer tüm öğeler (özne, nesne, tümleç) için de geçerlidir. Birbiriyle bir bütün içinde olan tamlamaları, deyimleri, ikilemeleri, birleşik fiilleri, kelime gruplarını vb. parçalayamazsınız.
Türkçenin söz dizimi kurallarına göre yüklem genellikle sonda bulunur. Ancak, günlük konuşmalarda, şiir dilinde ve atasözlerinde yüklemin yeri değişerek cümlenin ortasında ya da başında bulunabilir.
Örnekler:
Yüklem, olumsuzluk ve soru bildirdiğinde, “mi, değil,” gibi sözcükler de yükleme dahil olurlar.
Özne; yüklemin bildirmiş olduğu iş, oluş, hareket veya yargıdan sorumlu olan, cümlede yargının oluşmasını sağlayan kişi ya da varlıktır. Hareket bildiren cümlelerde işi yapan varlık özne iken; isim cümlelerinde yargıya konu olan varlık öznedir.
Cümlede özneyi bulabilmek için yükleme “kim”, “ne” ya da “….. olan ne?” sorularından uygun olanı sorulur. Aldığımız cevap bize özneyi verecektir. Özne, tıpkı yüklem gibi her türlü söz ve söz birlikleri şeklinde kullanılabilir:
Örnekler:
Özne, cümlenin her yerinde bulunabilmekle birlikte daha çok cümlenin başında yer alır.
Cümlede yüklemin etken ve edilgen olma özelliğine göre özneler aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır:
Yüklemin anlattığı işi üstüne almış, yargının oluşmasını sağlamış, yüklemin bildirdiği işi bizzat yapan öznelerdir. Bu tip cümlelerin yüklemi etken çatılıdır. Gerçek özneler cümlenin içinde açık şekilde bulunup bulunmamasına göre ikiye ayrılır.
Yüklemin belirttiği işi yapanın cümlede açık bir şekilde bulunduğu öznelere “açık özne” denir.
Örnekler:
Cümlede özne bazen yukarıdaki örneklerde olduğu gibi açık bir şekilde gösterilmeyebilir. Cümlede bulunmayan, varlığı cümlenin yüklemindeki kişi ekinden anlaşılan öznelere “gizli özne” denir. Burada dikkat edilmesi gereken şey gizli öznenin cümlede var olan öğelerden biri olarak sayılmayacağıdır. Yani cümlede gizli özne var olsa bile o cümlenin bir öğesi olarak kabul edilemez.
Örnekler:
Edilgen çatılı fillerin yüklem olduğu cümlelerde, bildirilen işin yapıcısı olmayan; ancak yapılan işten etkilenen varlığa sözde özne denir. Aslında nesne olan bu varlık, işi yapanın belli olmadığı cümlelerde yer aldığı için özne görevini üstlenmektedir.
Örnekler:
Çözümleyelim: Yaralama işini kim yaptı bu belli değil. Yani işin yapıcısı bilinmiyor. Ahmet Çavuş sadece yarama işinden etkilenen kişi olduğu için yani işi yapmadığı için sözde öznedir. (Kim yaralanmıştı = Ahmet Çavuş = sözde özne)
Çözümleyelim: Toplama işini yapan kim belli mi? = Hayır. Yani işin yapıcısı bilinmiyor. “Yerdeki cam kırıkları” işi yapan belli olmadığı için sözde özne görevi üstlenmektedir.
Edilgen çatılı fillerin yüklem olduğu bazı cümlelerde, hem işi yapan hem de işten etkilenen varlık birlikte yer almasına rağmen, işi yapan varlık “-ce” eki veya “tarafından” gibi yardımcı bir sözcükle birlikte kullanıldığından açık özne özelliği göstermez. Böyle bir durumda işi yapan varlık örtülü özne olarak kabul edilir.
Örnekler:
Çözümleyelim:
Yüklem: Denetledi. (Etken çatılı)
Kim denetledi = bakanlık müfettişleri = gerçek özne
Çözümleyelim:
Yüklem: Denetlendi (Edilgen çatılı)
Denetlenen ne: Okulumuz = Sözde özne
Kim tarafından denetlendi = Bakanlık müfettişleri tarafından = Örtülü özne
Cümlenin kurulması için mutlaka gerekli olmayan ama yargıyı çeşitli yönleriyle tamamlayan, açıklayan ve geliştiren öğelerdir. Cümlenin yardımcı öğeleri şunlardır:
Öznenin yapmış olduğu işten etkilenen öğedir. İşten etkilenme durumu, en basit şekliyle şöyle ifade edilebilir arkadaşlar: “Ali çimenleri ezdi.” cümlesinde Ali öznesinin yaptığı ezme işinden etkilen unsur “çimenler”dir. Bu durumda “çimenler” kelimesi cümlenin nesnesi görevindedir denilmektedir. Sizlere tavsiyem yukarıda belirtilen “işten etkilenme” durumuna çok fazla takılmadan, aşağıda anlatılacağı şekilde, yükleme nesneyi buldurmaya yarayan soruları yönelterek cümledeki nesneyi tespit etmenizdir.
Nesne Çeşitleri
Nesneler belirtme hal eklerini (-ı,-i,-u, -ü, -(n)ı, -(n)i, -(n)u, -(n)ü) alıp almama durumuna göre ikiye ayrılırlar.
Belirme hali eki (-ı,-i,-u, -ü, -(n)ı, -(n)i, -(n)u, -(n)ü) almış olan nesneler “belirtili nesne” olarak tanımlanmaktadır. Belirtili nesneyi bulabilmek için yükleme “neyi, kimi, nereyi” soruları sorulur. Şayet cümlede varsa cevap bizi belirtili nesneye götürecektir.
Örnekler
Belirme hali eki (-ı,-i,-u, -ü, -(n)ı, -(n)i, -(n)u, -(n)ü) almamış olan nesneler ise cümlede belirtisiz nesne olarak tanımlanmaktadır. Belirtisiz nesneyi bulabilmek için yükleme “ne, kim” sorularından uygun olanı sorulur.
Önemli Uyarı: “Ne ve kim” soruları hem belirtisiz nesneyi hem de özneyi buldurmaya yönelik olduğu için özne ile belirtisiz nesne karıştırılabilmektedir. Bu iki öğeyi karıştırmamanız için yüklemi bulduktan sonra sırasıyla önce özne daha sonra nesne bulunmalıdır.
Örnekler:
Yüklem: topladım
Kim topladı? : Ben: Gizli özne
Ne topladım? = şifalı bitkiler: Belirtisiz nesne
Yükleme, yaklaşma (-a, -e), bulunma (-da, -de, -ta, -te) ve ayrılma (-dan, -den, tan, -ten) ekleriyle bağlanarak, cümlede yüklemin göstermiş olduğu iş, hareket ve oluşun anlamını yönelme, bulunma ve çıkma bakımından tamamlayan bir kelime veya kelime gurubu “dolaylı tümleç” olarak tanımlanmaktadır. Cümlede dolaylı tümleci bulabilmek için yükleme “kime, kimde, kimden; neye, neyde, neyden; nereye, nerede, nereden” sorularından uygun olanı sorulmalıdır.
1- “Yönelme” bildiren dolaylı tümleç örnekleri: (kime, neye, nereye)
2- “Bulunma” bildiren dolaylı tümleç örnekleri: (kime, neye, nereye)
3- Ayrılma (Çıkma) bildiren dolaylı tümleç örnekleri: (kimden, neyden, nereden)
ÖNEMLİ UYARI:
“-de, -den” takıları almış sözcükler cümlelerde her zaman dolaylı tümleç görevi üstlenmez. Bu ekleri almış sözcükler yer bildiriyorsa dolaylı tümleç, zaman veya durum bildiriyorsa birazdan anlatacağımız üzere “zarf tümleci” olurlar. Bu eki alan kelime ya da kelime grubu “niçin” ya da “ne zaman” sorularının cevabı ise bu zarf tümleci olarak kabul edilmektedir.
Yüklemdeki iş, hareket ve oluşu; zaman, durum, miktar, sebep ve yer-yön bildirerek tamamlayan kelime veya kelime gruplarına zarf tümleci denir. Bir cümledeki zarf tümlecini bulabilmek için yükleme “ne zaman, nasıl, ne kadar, neden, niye, nereye” sorularından biri sorulur. Bir cümlede aynı ya da aynı türden birden fazla zarf tümleci bulunabilir.
Örnekler
Zaman bildiren zarf tümleci örnekleri:
Durum bildiren zarf tümleci örnekleri:
Miktar bildiren zarf tümleci örnekleri:
Sebep bildiren zarf tümleci örnekleri:
Yer-yön bildiren zarf tümleci örnekleri:
Uyarı:Yön bildiren kelimeler çekim eki alarak kullanılırsa zarf tümleci değil, dolaylı tümleç ya da belirtili nesne olurlar.
Yüklemin anlamını birliktelik, araç, özgülük, amaç gibi yönlerden tamamlayan ve “ile, için” edatlarıyla birlikte kullanılan öğelerdir. Edat tümlecini bulmak için yükleme “ne ile, kimin ile, kimin için, ne için” soruları yöneltilebilir.
Örnekler
NOT: “İçin” edatı cümleye neden-sonuç anlamı katarsa birlikte kullanıldığı öğe edat tümleci değil “zarf tümleci” olur. (Edat tümleci ile zarf tümlecinin farkı)
Örnek: Karanlıktan korktuğu için yan odaya gidemedi. (Sebep – Sonuç)
Sebep: Korktuğu için
Sonuç: yan odaya gidemedi.
UYARI: Bazen soru şıklarında edat tümleci seçeneği olmadığı halde verilen cümlede edat tümlecinin var olduğunu görebilirsiniz. Bu durumda cümledeki edat tümleci olduğunu düşündüğünüz öğeyi zarf tümleci olarak kabul edebilirsiniz. Çünkü edat tümleçlerini tümüyle zarf tümleci içinde sayan dil bilimciler vardır.
Cümlenin tamamının ya da cümledeki bir öğenin anlamını kuvvetlendirmek, pekiştirmek ya daaçıklamak amacıyla kullanılan ve cümlenin herhangi bir öğesi olarak kabul edilmeyen söz veya sözcük grubuna ara söz, cümle şeklinde olanlara ise ara cümle denilmektedir. Ara söz ve ara cümleler cümleden çıkarıldığında, cümlede anlatılmaya çalışılan unsurlarda eksilme meydana gelmez, cümlenin anlamı bozulmaz. Ara söz ve ara cümleler cümle içinde; iki virgül arasında, iki kısa çizgi arasında ya da parantez içinde kullanılır.
Örnekler:
NOT: Bir ara söz cümle içinde herhangi bir öğenin açıklayıcısı olabilir.
Örnekler:
NOT: Ara söz, cümlenin herhangi bir öğesi olmadığı durumlarda da cümlede bulunabilir.
Örnekler:
Cümlenin kuruluşundaki öğelere dahil olmayan; sadece dolaylı olarak yardımcı olan kelime, kelime grubu veya cümleler “cümle dışı unsur” olarak kabul edilir. Bunlar açıklama, pekiştirme gibi işlevlerlecümlede yer alırlar ve cümlenin her yerinde bulunabilirler.“Bağlaçlar, ünlemler, seslenme ve hitap sözcükleri ile ara söz ve cümleler” cümle dışı unsurlardır. Cümle dışı unsurlar, diğer öğelerdeki gibi yükleme belirli sorular sorularak bulunan öğeler değillerdir.
NOT: Ara cümleler, cümle içinde bağımsız bir cümle olarak değerlendirildiğinden cümle dışı unsur olurlar. Ara cümleler ile ana cümlelerin öğeleri birbirinden ayrı şekilde çözümlenir.
Örnek:
Ana cümle: Mehmet Dalkız, yeni kitabını yakında bizlere sunacak. (Ö, Bli. N, ZT, DT, Y)
Ara cümle: Kendisi doktorumdur. (Ö, Y), (Ana cümlede öznenin açıklayıcısı)
Vurgu Nedir?
Duygu ve düşüncelerin daha iyi bir şekilde aktarılmasını sağlamak, anlaşılır olabilmek, dinleyiciyi etkilemek ve ilgisini çekmek amacıyla; konuşma ya da okuma esnasında, bir hecenin diğer hecelere ya da bir kelimenin diğer kelimelere oranla daha kuvvetli, daha baskın olarak söylenmesine “vurgu” denilir.
Cümlede Vurgu Nasıl Yapılır?
Cümlede vurgu bazı durumlar hariç her zaman yüklemden önce gelen öğenin üzerindedir.
Örnekler:
Annem yarın beni sinemaya götürecekmiş. (Cümlede vurgu dolaylı tümleçtedir)
Annem yarın sinemaya beni götürecekmiş. (Cümlede vurgu nesnededir)
Annem sinemaya beni yarın götürecekmiş. (Cümlede vurgu zarf tümlecindedir)
Yarın sinemaya beni annem götürecekmiş. (Cümlede vurgu öznededir)
Not: “mi” soru edatı ve “de” bağlacı vurguyu kendinden önceki kelimeye çekmektedir.
Örnekler:
Harun da gitar çalmayı öğrenmiş. (Özne vurgulanmıştır)
Harun gitar çalmayı da öğrenmiş. (Nesne vurgulanmıştır)
Bu çocuk mu bütün salonu dağıttı?(Özne vurgulanmıştır)
Bütün salonu mu dağıttı bu çocuk? (Nesne vurgulanmıştır)
Gazeteler akşam mı basılır? (Zarf tümleci vurgulanmıştır)
Not: Cümlede soru bildiren bir sözcük varsa vurgu bu soru kelimesinde yer alır.
Örnekler:
Niçin anlamazsın gönlümdeki ateşi? (vurgu “niçin” kelimesindedir)
Bu soruyu hangi öğretmen çözdü? (vurgu “hangi” kelimesindedir)
Nasıl bir şehirde oturmak istersin? (vurgu “nasıl” kelimesindedir)